23 Nisan 2012 Pazartesi

BU GÜN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

                                                  

BU GÜN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI


Gene; Atatürk'ün kahramanlığından ve Osmanlı Padişahı Vahidettin in ihanetinden bahsedilecek ve sözde bayram kutlanacak. Bilirsiniz; resmi tarih Atatürk'ün bozuk bir gemi ile son derece olumsuz şartlarda yaptığı bir gemi yolculuğu sonunda samsuna çıkmış ve kurtuluş savaşını başlatmış olduğunu anlatır.
Aşağıda okuyacağınız yazı Atatürkün nasıl bir gemi ile yolculuk yağtığını açıklıyor. okuyun ve kararı siz verin.ayrıca bu videoyuda inceleyin.



Bandırma Vapuru küçük bir gemi değil, sanıldığından daha büyük ve konforlu muydu?

Değişik zamanlarda, değişik yayın organlarında Bandırma Vapuru ile ilgili çeşitli yayınlar yapılmış, çeşitli iddialar ortaya atılmıştır.

Ortaya atılan ilgi çekici bir iddia da şu şekildedir:

“Atatürk’ün, Padişah Vahdeddin’e rağmen, 1919 yılı Mayıs’ında Karadeniz’e giderek kurtarma hamlesinin ilk vuruşunu yaptığı da, hayalhanede uydurulmuş ayrı bir masaldı. Çünkü Atatürk, Sultan tarafından görevlendirilmiş, yanına, Teşkilât-ı Mahsusa’dan yedi tane subay verilmiş, gitmesi için özel yatını tahsis etmişti.


Gerçekte Osmanlı limanlarına kayıtlı Bandırma Vapuru diye bir gemi yoktu, hiç olmamıştı. Gemi, padişahın yatlarından biriydi. Padişah, bütün malların, mülklerin tek efendisi olduğu için limanlara kayıtlı değildi. İstanbul’u işgal altında bulunduran İngilizler, ‘Saray Anadolu’ya asker gönderiyor’ demesin diye üstüne ‘Bandırma Vapuru’ adı yazılmıştı."

Şimdi, "Ben bu sözün neresini düzelteyim?" diye bir söz vardır ya, işte buna tam uyuyor.

Ne yazık ki, hiç bir belgeye dayanmayan, tamamen hayal gücüyle yazılmış  böyle saçma iddialar, rağbet buluyor, inanılmaz ama kabul görüyor.

Bir ara, vapurun boyunun   236 metre olduğu bile dile getirilmişti.

Örneğin, bir televizyon programında, Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a götüren Bandırma Vapuru diye büyük bir geminin fotoğrafı gösterilmiş; bu geminin boyunun 236 metre, baca yüksekliğinin 19 metre olduğu ileri sürülmüştü.

(Unutmayalım, dünyanın en büyük transatlantiği olan Queen Elizabeth’in boyu 313  metre; döneminin en büyük savaş gemilerinden biri olan ünlü Yavuz Zırhlısı’nın boyu  186 metre idi.)

Bitmedi..

Ankara’da, 15-23 Nisan 1995 tarihleri arasında yapılan Kitap Fuarı sırasında, değişik yerlere büyük bir geminin afişi asıldı. Afişte büyük harfli “ BİZE  YALAN  SÖYLEDİLER” başlığı altında şunlar yazılıydı:

“ 70 yıllık resmî tarihin kitaplarında, bizlere taka diye öğretilen, pusulası olmayan, kırık dökük, yol iz bilmeyen bir kaptanla yola çıkılan Bandırma vapurunun fotoğrafı ! Osmanlı donanmasına bağlı, 236 metre uzunluğunda, 19 metre baca yüksekliğindeki  bu dev şilep, hiç takaya benziyor mu? Sultan Vahdettin tarafından Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini yakmakla görevlendirilen Mustafa Kemal Paşa’ya maiyetiyle birlikte Anadolu’ya geçmesi için tahsis edilen taka, işte bu gemidir.”

Gerçekte, Lloyd sigorta kuruluşunun kayıtlarına göre gemi, 1878’de İskoçya’nın  Paisley bölgesindeki McIntyre kuruluşu tarafından  Hutson and Cardett tezgahlarında 21 numarayla, 279 grostonluk yolcu ve yük gemisi olarak inşa edildi.

Yelken ve buhar donanımlı, demir uskurlu ve 48,9 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğindeydi.

Denize indirildiğinde adı “ Trocadero” ydu.

İlk sahibi Dansey and Robinson şirketi gemiyi 1883’te Yunanlı armatör  H. Psicha’ya sattı.

Pire limanına kaydedilen geminin adı, 1885’te “Kyma” ( Yunanca’da - Dalga ) olarak değiştirildi.

1890’da Kaptan Andreadis’in mülkiyetine geçti.

“ Rama P. Derasimo-İstanbul “ kumpanyasına satıldı.

1891 yılında Erdek’te kayalıklara bindirdi.


Kurtarıldığında, İstanbul’da Rama P. Derasemo Vapur kumpanyası tarafından satın alındı.

İstanbul limanına gene Kymi adı ile kayıt ettirilmiş.

1893’te, Osmanlı Devleti’nin  resmi denizcilik kuruluşu “ İdare-i Mahsusa”, gemiyi satın aldı.

İsmi önce “ Panderma” ya, İdare-i Mahsusa 1910’da “ Osmanlı Seyrüsefain İdaresi “ olunca da “ Bandırma’ya çevrildi ve posta vapuru yapıldı.

Mürefte-Şarköy posta seferini yaparken, Silivri açıklarında bir İngiliz denizatlısı tarafından batırıldı.Denizden çıkarıldı, bakımı yapıldı ve tekrar sefere kondu.

İki kez batan, her seferinde yeniden yüzdürülen Bandırma, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun yolculuğuna tahsis edildiği  sırada Haliç’te tezgâhtaydı.

Gemi elden geçirilip, onarıldıktan sonra 16 Mayıs 1919 akşamı, tarihi yolculuğuna başladı.

1924’te Seyr-i Sefain İdaresi Umum Müdürlüğü emrinde, Tekirdağ- Mürefte arası posta vapurluğu yaptı.

1925 yılında arızalandı. Uzun süre  arızası giderilemedi. Kadro harici bırakılarak hurdacılara satıldı.
 Alıntı
Ahmet Akyol
(1 Mart 2006) 

Hiç yorum yok: